Dersim Dag on generation z and the special warfare policies implemented on kurdish youth

AMED – HDP Amed Miletvekili Dersim Dağ ajansımıza verdiği röportajda iktadırın özel savaş politikalarına değinerek bu politikaların birebir genç kadınları ve gençleri hedef aldığını belirtti. Dersim Dağ bu özel savaş politikalarının gençliği kendi özünden koparmaya çalıştığı ve hiçsizleştirmeye çalışıldığını dile getirerek ileriki günlerde pratik ve somut olarak sahada çalışmaları ve eylemlerinin olacağını vurguladı.

HDP Amed Miletvekili Dersim Dağ ile yaptığımız röportaj şöyle; 

Son zamanlar da türkiyede çok ciddi bir şekilde kadın cinayetlerinde artış, tecavüz olayları yaşandı. Özellikle kürdistan da askerler tarafından arda arda silopi, şırnak ve batmandan tecavüz haberleri geldi. Bu durumun özel bir politika olduğunu söyleyebilir miyiz? Bununla ne amaçlanıyor?

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sesinin Ortadoğu halklarına kadınlara ulaşmasıyla beraber bir nefes almışlardı kendilerine bir yaşam alanı bulmuşlardı. Tecrit sisteminin ağırlaştırılmasıyla beraber, mutlak tecridin tekrar devreye girmesiyle beraber Türkiye’nin dört bir yanında, Kürdistan’ın dört br yanında kadınlar tekrardan katledilmeye erk zihniyet kendini her alanda tekrar hissettirmeye başlamış durumda. Bunun bir diğer yanıda şu an faşist devletlerin halklar üzerinde yürüttüğü özel savaş politikaları var. Türkiye’de şu anda Kürt halkı üzerinde özel savaş politikaları yürütülüyor ve bu özel savaş politikalarının en büyük hedefi birinci hedefi Kürt genç kadınları oluyor. Hem genç kimliklerinden kaynaklı hem kadın kimliklerinden kaynaklı bu özel savaş politikalarının birinci hedefi haline geliyorlar. Bununla beraber özel savaş politikalarının bir sonucu olarak Kürdistan’da 17, 18 yaşındaki bir çok genç kadın uzman çavuşların, askerlerin, polislerin tacizine ve tecavüzüne maruz kalıyor. Bu uzman çavuşların, polislerin bir devlet kimliği var bu kimlikleriyle kazanılması gereken bir mevzi olarak görüyorlar.

Ajansımızda geçtiğimiz hafta paylaşılan bir haberi size sormak istiyoruz. Amedin yenişehir ilçesinde bir bina da mit eliyle fuhuş yaptırıldığı ortaya çıktı. Aynı zamanda çoğu kürt ilinde bu durumun ve uyuşturucu kullanımının arttığını biliyoruz. Gençler nereye sürükleniyor?

Bu politikaların birinci hedefi genç kadınlar ve gençler dedik peki neden genç kadınlar ve gençler? Aslında Kürt halkının bir özgürlük mücadelesi var ve bu özgürlük mücadelesinin öncüleri gençler oluyor genç kadınlarda hem genç hem kadın kimlikleriyle öncünün öncüsü misyonunu oynuyorlar. Bu yüzden özel savaş politikalarının birinci hedefi haline geliyorlar çünkü bu mücadelenin bitirilmesi için bu mücadelenin bir bütünen tasfiye edilmesi için gençlerin ve genç kadınların tasfiye edilmesi gerekiyor. Aslında bu özel savaş politikalarıyla uyuşturucu, fuhuş ve tiryaki politikalarıyla gençleri farlı yerlere yönlendirilmesini sağlamak aslında kendi özünden kopaarılmaya çalışılmakta. Amed’te aslında bu politikalarının en büyük hedefi haline gelen en büyük merkezi haline gelen illerin başında geliyor diyebiliriz. Nitekim diğer bir çok Kürdistan şehrinde de bu politikalar yürütülüyor. Amed özelinde değerlendirdiğimizde aslında Amed’in bu kadar devlet denetiminin yoğun olduğu bir ilde bu kadar fuhuş ve uyuşturuculuğun bulunması, gençlerin bu tarz şeylere yönelim sağlaması ve bununla beraber bu işi yapan kişilerin çok rahatlıkla bu işi yürütmesi aslında devletle iş birliği içerisinde olduklarını açık bir şekilde gösteriyor. Nitekim Amed’in Ofis semtinde de bunu çok açık bir şekilde hepimiz görüyoruz. Elbetteki az önce belirttiğim gibi bir özgürlük mücadelesi yürütülüyor Kürt halkı tarafından ve bu özgürlük mücadelesinin öncüleri gençler oluyor. Bu politikalarla gençleri hem özünden kopartma özbenliklerinden kopartma tarihlerinden koparma ve aslında bir bütünen hiçsizleştirme bu mücadelenin yürütücüleri olmamaları için yürütülen politikalardır.

Hdp gençlik meclisi harekete geç adıyla buna karşın bir hamle başlattı. Bu hamle kapsamında fuhuş, uyuşturucu ve ajanlaştırmaya ilişkin hdp gençlik meclisinin eylem boyutu ne olacak?

Bu politikalara karşı ‘Harekete Geç’ sloganıyla bir hamle başlatmış bulunmaktayız. Bu hamlemizde tabiki bir çok soruna yer verdiğimiz gibi gençliğin fuhuş, uyuşturucu ve tiryakilikle yüz yüze bırakılması sorununada yer veriyoruz. Elbetteki bu gibi sorunlar için yürütülen özel savaş politikaları için de çalışmalarımız olacak. Hem gençliği bilinçlendirme hem de aslında bu özel savaş politikalarıyla fuhuş, uyuşturucu ve tiryaki politikalarıyla neler amaçlandığını buna karşı gençlik neden örgütlenmeli nasıl örgütlenmeli üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz. İleriki günlerde pratik sahada uyuşturucu, fuhuş ve tiryakiye karşı da pratik somut eylem ve etkinliklerimiz olacak.

Son dönemlerde ki yoğun tartışılan konulardan biri de Z kuşağı üzerineydi. Sizlerinde bu konu da görüşlerinizi belirttiğiniz yerler oldu. Gençlik kuşaklara ayrıştırılmaya çalışılarak yeni bir karaktere mi büründürülmek isteniyor? Sizler bu kuşak tanımlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz kesinlikle Z kuşağı terimine bir bütünen karşıyız. Elbetteki kuşaktan kuşağa farklılıklar olmakla beraber gençlik kimliğinin bür bütün olduğunu ve kendine has özgün özelliklerinin olduğunu belirtmek gerekiyor. Z kuşağı nitelendirilen kuşağın yeni elbette gençlik kimliğini kendi içinde barındırmasına gençliğin özgün özelliklerini barındırmasına karşın kendine özgün durumlarıda söz konusu. Evet teknoloji çağında yaşadıkları için teknolojiyle biraz daha ilgi alakalılık var ama bu onların dünyasının sanal alemden ibaret olduğu anlamına gelmez. Aslında yeni dönem gençliğinin çok daha hareketli çok daha sorgulayan bir gençlik olduğunu belirtmekte fayda var. Aslında iktidarın kapitalist devletlerin yeni gençliği sanal gençlik diye Z kuşağı diye nitelendirmesi hem gençliği bir bütünen ayrıştırmaya koparmaya ve bir bütünen toplumdan soyutlamaya yöneliktir. Eğer bir kuşak tanımlaması olacaksa gençlik kendi mücadelesi ve direnişiyle bir kuşak tanımı koyabilir. 68 kuşak dediğimzde böyle bir kuşaktır. Gezi kuşağınıda örnek verebiliriz.

Bir yandan gençliği Z kuşağı sanal kuşağı diye nitelendirip bir yandan tüm aygırlarıyla gençliği sanal aleme çekme oyunlarıyla dizileriyle reklamlarıyla böyle bir dünya yaratmayı sağlayan bir sistemle karşı karşıyayız. Aslında gençliği buna yönlendiren kendisi iken gençliği Z kuşağı sanal kuşağı diye nitelendiren üsten bir dil kullanan sistemin kendisi oluyor. Biz gençler olarakta elbette böyle bir tanımı kabul etmiyoruz. Kendi kuşağımıza damgamıza direnişimizle mücadelemizle vuracağımızı belirtiyoruz. Z kuşağı aslında gençliği toplumdan soyutlama gençliği birbirinden ayrıştıran bir tanımdır. Bizlerde bizi birbirimizden ayrıştırmaya çalışanlara hep beraber yaratacağımız direnişle cevap olacağız. Bizimde şöyle bir iddamız varki snal kuşak olarak değil devrim kuşağı olarak bu döneme damgamızı vuracağız.

Dersim Dağ konuşmasını sonunda şunları belirtti; ”Dünyadaki bütün kapitalist sistemlere karşı tüm dünyada gençlik tarafından hamleler başlatılmış durumda. Bizde Türkiye’de ve Kürdistan’da HDP Gençlik Meclisleri olarak ‘Harekete Geç’ kampanyası başalattık bunla beraber aslında bir çok kampanya başlatılmış durumda. İlk önce faşizme karşı ve işgalci sömürgeci güçlere karşı başlatılmış olan bütün gençlik hamlelerini selamlıyorum ve tüm gençlere çağrımızı yeniliyoruz. Hep beraber ortak bir mücadele hattında özgür yarınları özgür bir gelecek için faşizmi ve kapitilizmi yerle bir etmek için hep beraber ‘Harekete Geç’ diyorum.”